Alexandrite Lazer Epilasyon

Dalga Boyu 755 nm'dir.

  • Epilasyonun hemen ardından cildin pürüzsüz olarak görünmesi
  • Yapısı incelmiş kıllarda etkinliği yüksektir.
  • Büyük çalışma alanlarında hızlı olması.
  • Cryo-6 Hava soğutma sistemi entegrasyonu ile uygulama.
  • Seans aralıkları daha uzundur .

Alexandrite Sistemleri FDA tarafından onaylanmıştır. Alexandrite Lazerin yaydığı dalga boyları ( 755 nm) en güçlü şekilde kıldaki melanini hedefler ve çevredeki dokuları minimum seviyede etkiler.

Bu seçici etkisinden ortaya çıkan yarar seçici fototermolizin temelini oluşturur.Alexandrite sistemi istenmeyen tüyleri yok ederken ciltte oluşacak lekelenme ve yanma gibi etkileri minimize eder.Diot ve IPL gibi sistemlerde bu etkileşim çok azdır yada yoktur.Bu nedenle etkinlik çok azalırken istenmeyen yan etkileri artar.

Alexandrite LazerEpilasyon da başarılı sonuç için Lazer epilasyon uygulaması Cilt rengi ve kıl yapısına ve uygulanacak vücut bölgesine en uygun lazer tipi ve dozunun seçimi ile başlamalıdır.Lazer epilasyon uygulaması sırasında cilt soğutulmalıdır.Çift soğutma ile Seans esnasında Soğuk Gaz ve Soğuk Hava beraberce kullanılarak ciltte problem oluşmasını en aza indiriken seansların çok daha konforlu olmasına yol açar. En az 3 hafta öncesine kadar ağda, depilasyon gibi kılları kökünden koparan işlemleri yapılmamış olmalıdır. Lazer epilasyon seansında etkinin en iyi olabilmesi için kıllar kıl kökünde olmalıdır. Yani anagen denilen aktif büyüme evresinde olmalıdır.

Lazer epilasyon seansından en az 1 ay öncesine kadar güneş banyosu amaçlı güneşlenilmemiş ve solaryuma gidilmemiş yani kısaca bronzlaşılmamış olmalıdır. Yakın zamanda yapılmış kısa süreli bir güneş banyosu bile seansı yapacak uzmana bildirilmelidir. İlk seans ya da test seansı öncesi kıllar traş edilmeden görülmelidir. Kıl yapısı değerlendirilir. Uzmanlar gerekli gördükleri bazı kişilerde ya da isteyenlere test atışları yapabilir.

Bu bazı durumlarda doz tespiti ya da kişinin lazer ile tanışması açısından avantaj sağlayabilir.İlk görüşmede hiçbir uygulama yapılmadan doktor kılları ve bölgeyi görmelidir. Lazer epilasyon yapılacak alana lokal anestezik krem uygulaması çok nadiren gerekir. Etkin özellikle Çift soğutma ile anestezik maddeye çoğunlukla gerek kalmaz. Ağrı eşiği çok düşük olan kişilerde lokal anestezik kremler 1 saat öncesinden strech film kapatılarak uygulanırsa ağrıyı azaltır.

Lazer epilasyon yapılacak alan traş makinası ile kısaltılır. Ancak yüzünüze lazer düşünüyosanız kısaltma yapmadan geliniz. Çünkü yüze uygulanacak lazer öncesi ilk tespit çok önemlidir.Kullanıcı ve uygulanacak kişiye lazer ışınlarından gözleri koruyan gözlükler takılır. Gözlüksüz işlem yapılmamalıdır. Sonra kullanıcı el aleti yardımı ile lazer uygulamasına başlar. Lazer epilasyon cihazları ışık enerjisini bir el cihazı yardımıyla uygularlar. Lazer makinası içinde oluşan lazer ışığı el aleti ile cilde ulaştırılır. Lazer epilasyon sırasında el cihazı yardımı ile tekrarlayan lazer atışları cilde uygulanır. Her lazer atışı ciltte belli bir alanı tarar. Bu lazer atışı sonrası lazerin kıl kökünde ısı enerjisine dönüşümü ile tahrip olur. Bu sayede uygun dönemde yani büyüme fazındaki olan kıl kökleri yeni kıl üretme fonksiyonunu tamamen yada kısmen uzun süreli olarak kaybeder.

Lazer epilasyon seansından sonra hafiften koyuya kadar değişen bir kırmızılık ve kıl etrafında hafif bir şişlik yani ödem oluşur. Lazer epilasyon seansı sonrası oluşan bu reaksiyon genellikle 1-2 saat içinde azalarak yok olur. Bazen 1-2 güne kadar da uzayan hafif kızarıklık olabilir. Bu bölgesel reaksiyon için nemlendirici kremler çoğunlukla yeterli olur. Lazer epilasyon uygulanan kişilere, Lazer epilasyon uygulaması sonrasında dikkat edecekleri hususlarla ilgili detaylı bilgi verilir. Lazer epilasyon uygulaması yapılan bölgenin 2 hafta boyunca güneş ışığına maruz kalmamasını ya da güneş banyosu yapılmamasına solaryuma girilmemesine dikkat edilmelidir.Bazı hassas ve koyu ciltlerde ya da yüksek enerjili Lazer epilasyon seanslarında ciltte yüzeysel kabuklanma oluşabilmektedir. Genellikle kabuklanma günler içerisinde düzelir ve deri normale döner. Nadiren bu kabuklanma sonrasında deride renk değişikliği dediğimiz açılma (hipopigmentasyon) ya da koyulaşma (hiperpigmentasyon) oluşabilir.