Deri Tipi V ve VI’da Lazer Epilasyon

Araştırmacı : Dr. Dany J. Touma, Direktör, Boston Üniversitesi Kozmetik ve Lazer Cerrahi Merkezi Boston, MA

Giriş

Alexandrite lazer ile tip I-IV derilerde yaptıgımız baslangıç çalısmamız tek tedaviden sonra 12 – 15 ayda ortalama tüy sayısı ve kalınlıgında yaklasık % 30 azalma gösterdi.

Baslangıçta kullanılan ortalama doz 10 mm tedavi noktasıyla 40 J/cm2 idi. Hiper veya hipo-pigmentasyon (renk artıs veya azalması) gibi yan etkilerin görülme sıklıgı düsüktü ve hasta memnuniyeti genellikle yüksek derecedeydi.

16-30 J/cm2 dozunda daha genis tedavi noktaları (15 mm ve 18 mm) kullanılarak daha açık deri tiplerinde yapılan müteakip çalısma tüy sayısındaki anlamlı azalmanın devam ettigini, komplikasyon oranının en düsük düzeyde bulundugunu ve bunlarla uyumlu olarak hastalardan olumlu geribildirimler alındıgını gösterdi.Baslangıçta, alexandrite lazerlerin kullanımının koyu deri türlerine genisletilmesi düsük dozlarda etkinlikte azalma pahasına belirgin bir güvenlik proli sergiledi. Teknik ve tedavi parametrelerinde yapılan müteakip düzenlemeler Lazerin tip V ve VI derilerdeki tüy dökme kapasitesini gelistirirken hasta güvenlik ve memnuniyet düzeylerini de korudu. Bu yazı tip VI deriye sahip bir hastada tüy dökmek için tedavinin sonuçlarını rapor etmektedir.

Yöntem

Bu tedavide, nihai degerlendirme noktası olarak perrifolliküler eritem ve ödemi göz önüne alarak 18 mm tedavi noktası, 14 14 J/cm2 doz ve 90/20 Dinamik Sogutma Cihazı ™ (DCD™) parametrelerini kullanarak tip VI deri gözlenen bir hastada lazerle yapılan tek tedavi seansının rolünü degerlendirdik. Kısa DCD gecikme süresi seçtik; çünkü özellikle noktanın periferinde (dıs çepherinde) daha güvenilir ve sürdürülebilir sogutma sagladıgını tespit ettik. Yan etkileri en aza indirmek için tedaviden önce ve tedaviden sonraki bes gün boyunca topikal betametazon diproprionat krem uygulanmasının rolünü de degerlendirdik. Tedaviden hemen sonra tüm tedavi alanlarına buz uygulandı.

Bulgular

Tedavi ettigimiz ve benzer derilere sahip diger hastalarla uyumlu olarak, bu hasta da birinci haftada ılımlı-orta düzeyde hiperpigmentasyon sergiledi; ancak % 4 hidrokuinon kremi kullanılarak dördüncü haftada tam çözünme meydana geldi. Topikal kortikosteroidlerin uygulanması hiperpigmentasyonu sadece minimal düzeyde azaltıyor gözükmekte olup hiperpigmentasyonun uyarılmasında lazer sonrası inamasyon üzerinde önemsiz role sahip oldugunu göstermektedir. Bununla birlikte, bu tedavi protokolüne yapılan degerli bir katkı olarak gözükmektedir. Tek tedavi seansından on iki ay sonra bu hastada tüy sayısındaki azalma % 50 idi ve yeniden çıkan tüylerde kalınlıktaki ortalama azalma % 24 idi.

Histolojik çalısmalar sadece beklenen saft nekrozunu sergilemekle kalmayıp aynı zamanda pozitif uzun vadeli sonuç potansiyeli anlamında folliküler epitelyum hasarını da sergilemistir.

Tartısma

Selektif (tercihe baglı) fototermolizis teorisine baglı olarak, epidermal sogutmayla birlikte kullanılan tüy dökücü lazerler selektif olarak tüy follikülüne hasar vermek için tüy gövdesini ve folliküler epitelyal melatinini hedef alırken aynı zamanda epidermis ve çevresindeki dermisi korumaktadır. Deri Tipi V ve VI olan hastalar sıklıkla hirsutizm (erkek tipi kıllanma) sorunundan etkilenmektedirler; ancak deride tespit edilen yüksek melanin miktarı göz önüne alındıgında, epidermal hasar ve pigment problemleriyle birlikte selektif olmayan enerji emilimi potansiyelinde artıs bulunur. Bununla birlikte, daha düsük doz kullanımının follikül pigmentinin bollugu nedeniyle bu grupta aynı derecede etkili olma egiliminde oldugu gerçegi bu deri türlerinin avantajıdır. Tüm tüy dökücü lazerlerde oldugu gibi, hekim hastanın deri rengine göre tedavi parametrelerini ayarlamalıdır. Lazerle tüy döküme tedavisinin sonuçları tüy pigment yogunlugu, büyüklügü ve derinligi, deri tipi ve hormonal faktörler gibi konak faktörlere ilaveten dalga boyu, nokta ebadı, puls süresi, dozu ve epidermal sogutma yöntemleri gibi lazer parametrelerinin sinerjisine baglıdır. Lazer tip V ve VI derilerin tedavisine olanak saglamak üzere operatöre çok yönlü tedavi parametreleri sunmaktadır.

Bu hastada kanıtlandıgı üzere, lazer ile koyu deri türleri açık renkli deri tipleri kadar güvenli ve etkili sekilde tedavi edilebilmektedir. DCD’nin kullanımı kolaydır ve her lazer pulsunda makul ve yeterli deri koruması saglamaktadır. Lazerin genis tedavi noktası da tedaviyi hasta için göreceli sekilde hızlı ve mümkün oldugunca konforlu hale getirerek belirli bir alanı tedavi etmek için gerekli puls sayısını en aza indirmektedir.

Kullanılan lazer göz önüne alınmaksızın,deri tipi V ve VI olan hastalar geçici yan etkiler açısından en yüksek riski tasırlar;bu toplumda, test noktaları ve günes korumasının kullanılmasına oldugundan fazla vurgu yapılmamalıdır. Dozun 8-14 J/cm2 ile sınırlandırılmasının yanı sıra tedavi alanına buz uygulanması ve topikal kortikosteroidlerin kullanılması fayda saglar. Yine, hiperpigmentasyonun agartıcı ajanlarla hızla tedavi edilmesi ve bacak telanjiektazisi ve toplardamarlarında oldugu gibi mevsimsel yaklasım sergilenmesi önerilir.